8 Mayıs 2019

Zihnin lüksü

Her gün elimizden düşmeyen telefon, bize fark ettirmeden bir şey öğretiyor: Sessizliğin kıymetini.

Bir bildirim sesiyle irkiliyoruz, gözümüz ekrana kayıyor. Cevap veriyoruz ya da vermiyoruz ama zihnimizde küçük bir iz bırakıyor. Bu izler birikiyor, yorgunluk gibi ağırlaşıyor.

Bazen sadece telefonu ters çevirmek, interneti kapatmak ya da birkaç saat ekranı hiç açmamak bile nefes almak gibi geliyor. O sessizlikte insan kendi düşüncelerini daha net duyuyor. Bir şeyleri kaçırmıyorsun aslında; aksine, uzun zamandır ertelediğin kendini buluyorsun.

Sessizlik lüks değilmiş gibi görünür. Oysa bu çağda en pahalı hediye: Bir süre hiçbir şey duymamak, hiçbir yere yetişmek zorunda olmamak.

Belki de gerçek huzur, hiçbir şeyden kopmamakta değil; her şeyden kopmayı göze aldığın o kısa anlarda saklıdır.