Dürüstlük, vicdan, merhamet…
Çoğu zaman "eski" değerler gibi görünürler. Ama aslında insanın en çağdaş
rehberleridir onlar. Zaman değişir, koşullar değişir, teknoloji her şeyi baştan
yazar. Ama karakter… karakter, sessiz ve kalıcıdır.
Bir insanın gerçekte kim olduğunu anlamak için
büyük olaylara gerek yoktur.
Küçük bir çocuğa uzattığı el, bir hayvana gösterdiği şefkat…
Veya sessizce yaptığı, fark edilmeyen bir iyilik; bunlar, maskelerin ardında
saklanamayacak kadar gerçek izlerdir.
Her merhamet, her içtenlikli jest, insan ruhunun sessiz imzasıdır.
Vicdan… Kendi içinde kurduğun en adil
mahkemedir.
Hiçbir kanun, hiçbir yazılı kural, vicdanın yankısı kadar keskin olamaz.
Merhamet ise vicdanın dışa açılan kanadıdır. Başkasının acısını hissetmek, onun
yarasına dokunmak cesaret ister.
Hızla aktığı bir çağda dürüst kalmak,
merhametli ve vicdanlı olmak…
Evet, bu bir meydan okumadır. Ama bu meydan okuma, yalnızca dünyayı değil, ruhu
da dönüştürür.
Bir iyi niyetli davranış, çoğu zaman zincir gibi yayılır. Görünmez, sessiz ama
güçlü bir ışık taşır.
Ve sonunda geriye kalan… unvanlar mı? Rakamlar
mı? Başarı listeleri mi? Hayır.
İnsana dair küçük ama kalıcı izlerdir.
İşte bu yüzden dürüstlük, vicdan ve merhamet, zamana meydan okuyan
fikir-lerdir.
