27 Nisan 2014

Seninle güzel herşey

Zamanın bir önemi olmaması ya da hayatın adeta durabileceğinin hissedilmesi garip bir şeymiş gibi gelmiyor ve biliyor musun, o an nerede olduğumuzun hiçbir önemi yok; sen varsan, her yer huzur. Yüzündeki en küçük tebessümün bile ufkuma doğan güneş gibi beni aydınlatması…

Gözlerinin "Ne var ya!" bakışı… Yüzündeki o en doğal ifadenin bile insanı tazeleyen ve pozitif hissetmeye sevk etmesi tesadüfi olmasa gerek. Çünkü sana her baktığımda detaylar aklımdan uçup gidiyor; hatırlanmasına gerek kalan kalmıyor. Sanki kum torbalarından kurtulup hafifliyor, suyun yüzeyine yükseliyor, ardından da derin bir nefes alıyor gibiyim. Daha sonra da beni, her nefes aldığımda içimde hayatı dolduran taze bir bahar esintisi gibi etkiliyorsun.

Bir sarılışınla hayatı bana defalarca sevdiren sensin. Dünyadaki nice varlığı, hikayeyi sanki gözlerimin önüne seriyorsun. Belki bendeki "SEN" bu kadar güçlü ve büyük iken, gün geçtikçe aldığım her nefeste artması bu kadar doğal iken, seni canımın en derinine işlemek…

Seninle dünyadaki tüm insanlarla barışıyor; yüzündeki en küçük hüzünle herkese düşman oluyorum.

Tabiatı seninle seviyorum; elini tutmadığım her an ise öfke ile dolup taşıyorum.

Eksikliğinde hiçbir şey tam değilken, omzumda nefesini hissetmek dünyalara bedel…

Koca bir boşluğu andıran bu dünyayı varlığınla, gülümsemenle bir cennete çevirdiğini bir bilsen…

Seni sevmek için bir ömrün yetersizliğini her ne kadar adil bulmasam da, her anını paylaşmak için hiçbir mazereti geçerli sayamıyorum.

Sesinin titremesi ve boğazıma takılan düğüm…

Her sarıldığında kapadığın gözlerin; birkaç saniye sımsıkı sarılışınla beni dünyadan soyutlaman…

Bir akşamüstü, her iki kenarında ağaç olan yolda yürürkenki halin… Sana dünyadaki tüm çiçekleri kucaklayıp sunmak istiyorum.

Hayatımın kalan günlerinden birinin bile sensiz geçmesini istemiyorum.

Canlı ses tonunun içimdeki çocuğu şımartmasını o kadar çok seviyorum ki…

Bir bilsen ne kadar şükrediyorum Yaradan’a, seni yarattığı için…

11 Nisan 2014

Bahar rüzgarı



"Birini sevmeye koyulmak başlı başına bir iş, bir girişimdir. Güç ister, yürek ister, körlük ister. Hatta başlangıçta öyle bir an vardır ki uçurumun üstünden sıçramak ister; düşünmeye kalkarsan aşamazsın onu." -Jean Paul Sartre

Gözleri bağlı ama korkmamak. Mantık sorgusuna girmek üzereyken reddetmek. Düşünmeye başlamak üzereyken vazgeçip tüm hızla koşmak. Hiçbir şeye aldırmadan, kazanılan cesaretle ve tüm benlikle karşına çıkmak.

İşte buradayım. Yanındayım. Yüzündeki gülümsemenin aydınlığına geldim.

Bir bahar rüzgarının taze, serin ve tatlı esintisinin sonsuza uzanan hali gibisin.

3 Nisan 2014

İyi ki varsın

İnsan, yaşadıkça neyin gerçek, neyin yanılgı, neyin değerli, neyin değersiz olduğunu görür; yaşadıklarının ve edindiğin deneyimlerin seni değiştirmesine izin vermen ya da empati kurabildiğin zaman daha mutlu ve huzurlu olman gibi.

Yaşama bakışımızın kalıcı mutluluktaki payı, çok istediğimiz bir şeyi elde etmenin kısa süreli hazzından çok daha büyüktür. Kendimi en mutsuz hissettiğim zamanlar, içinde bulunduğum koşullara tek bir yönden baktığım zamanlardı. Şimdi ise bazı şeylerin istediğim gibi gerçekleşmeyeceğini anladığımda, beklentilerimi değiştirmeyi öğrendim. Amaçların peşinde koşmak hayata renk verir; ama bir amaca bağımlı olmamayı öğrendiğinizde mutluluk sizi bir yerlerde yakalar.

Daha önce gitmediğin bir yere giderken hissettiğin belirsizlik duygusu, beraberinde duyulan özgürlük hissiyle aynı anda yaşanır.

Ve karşındaki insan bunu, zaman ilerlese bile sana ilk günkü gibi yaşatabiliyorsa, varlığına şükretmekten bıkmamalısın. Çünkü onunlayken içinde bulunduğun durum, koşul veya mekan anlamını yitirir. O an, o bir çift gözün içten gülümsemesi dışında hiçbir şeye ihtiyaç duymazsın. O kadife sesin kulaklarını doldurup yüreğine işlemesi kadar doğal, gerçek ve güzel bir şey yoktur; olmayacaktır da.

Dünyanın öbür ucunda olsak da, burada bir kamyonetin arkasında oturup herkesten ve her şeyden uzakta olsak da, sana karşı hissettiklerim bakidir. Bana inan; seninle de hep aynı, ama daha fazla olacaktır.

Sana deli gibi aşık olmak… fakat gayet aklı başında seni sevmek.