İlki benden gelsin: Her iki kolunuz açık olarak cesurca koşarken mutlusunuz. Zaman çizelgesinde yürüyorken aklınız ne geçmişte ne de gelecektedir. Birden yüzüstü düştüğünüzde/düşürüldüğünüzde ise o andan sonra yapılanlarla sanki geride, düşüncelerle de ilerideymiş gibi hissedersiniz.
18 Ağustos 2013
Öfke ve cesaret
Kalbini ikiye bölen bir görüntüdür öfkeni yücelten. Üstüne gitmek istersin; buna bir son vermek için. Etrafa bakarsın seninle aynı düşünen başkaları da var mı diye. Belki de meydan okumak istersin bir başına. Başını arkaya çevirmeden ilerlersin. Bir yol vardır önünde. Işığın yüzüne vurması mı yoksa görüntülerin sebebine son vermek mi seni aydınlatacak diye düşünmeye başlarsın. Kendine inanırsın. Yalnız değilsin. Asırlardır senin gibiler olmuştur, var olmaya da devam edecek.
14 Ağustos 2013
Yerüstünden notlar
- Gözlerimizi açtığımızda dışımızdaki her şeyin değiştiğini görmeyi mi yoksa görmemeyi mi isteriz? Kimi zaman her şeyin ve herkesin değişmesini dileriz. Bir yeri anlamlı kılan insanlardır; bizim için önemi ve değeri olan insanlar. Gerisi ayrıntıdır aslında. Oysa bazen öyle hissederiz ki, sanki olduğumuz yerin dünyada bir yer olduğu olgusu dışında hiçbir anlamı yoktur.
13 Ağustos 2013
Her şey sende gizli
Kanatların çırpındığı kadar hafif.
Kalbinin attığı kadar canlısın,
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin, Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün,
Karşındakinin gördüğüdür rengin.
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün.
12 Ağustos 2013
Kürk mantolu madonna
Çok önce -birkaç defa- okumuştum, paylaşmak istedim; belki de hala tanışmamış ya da okumaya fırsatı olmayanlara bir hatırlatma olur diye. Etkileyici ve insanın içine işleyen bir sanat harikası olan bu eseri üreten sanatçı, üstad Sabahattin Ali’ye teşekkür ediyorum. Böylesine önemli bir edebi eseri bize kazandırdığı için. Yüreğimizde şiddetli bir fırtına koparan ve bununla da yetinmeyip içimizi yırtan, parçalayan, acıtan, kanatan, ne fazla ne eksik, olması gerektiği gibi olan bir edebiyat harikası. Bittiğinde Raif’in Maria’nın yanında duyduğu huzuru ve Maria’dan uzakta hissettiği acıyı bir arada yaşatan, okumuş her erkeğin Maria Puder’ini aramasının doğruluğuna inandıran, eğer erkeğin bulduğunu düşündüğü Maria Puder’i okumuşsa anlamını sonsuza katlayacak kitap. Kitaptan biraz alıntı yapmak istiyorum:
11 Ağustos 2013
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği
İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya
10 Ağustos 2013
Mutsuz insanları kandırmak zordur
İnsan en az üç kişidir. Kendisi, olmak istediği kişi ve aradaki farkta yaşayan üçüncü. En sahicisi de bu üçüncüdür. Olmak istediğin kişiden kendini çıkardığında, aradaki farkta yaşayan kişidir en çok sana benzeyen. Ne kendin kadar huzursuz ne de olmak istediğin kişi kadar hayalidir o. Yine bu yüzden iki insanın birbirine âşık olması en az altı kişi arasında geçen bir hadisedir. Hangi kişiliğinin hangi kişiliğe, hangi parçanın hangi parçaya özlem duyduğunu çözemediğinde, içmeyi unuttuğun sigara parmaklarını yakana kadar karşı duvara bakarsın.
9 Ağustos 2013
Aforizma
Bazen hiç tanımadığınız bir insanla yollarınız kesişir. O kısacık zaman aralığında tanışırsınız. Her şeyin bir sebebi olduğunu bilirsiniz. Birbirinizi tanıdıkça da bunun tesadüften öte bir şey olduğunu düşünmeye başlarsınız çünkü hayat normalde bu kadar cömert değildir. Böylesi bir insanla bir daha karşılaş-a-mayacağınızı hissedersiniz, bilirsiniz, anlarsınız; çünkü öyle olan bir insan daha yoktur, belki de.
8 Ağustos 2013
Yaşam amacı
Bir ormanda yangın çıkmış ve yanmaktadır. Bütün hayvanlar da
ormanın yanışını seyretmektedir. Yalnızca bir serçe, su birikintisinden her
seferinde birer damla alıp getirip ateşin üzerinde bırakmaktadır. Bunu gören
diğer hayvanlar hep birlikte gülüşmüşler ve hemen sormuşlar: "Napıyorsun,
yanıyor işte, ne yapabileceksin ki?" Bunu üzerine serçe: "Benim
elimden gelen budur." demiş.
7 Ağustos 2013
Aç kal, budala kal
“Zamanınız sınırlı, o yüzden başkasının hayatını yaşayarak çöpe atmayın o zamanı… Diğer insanların fikirlerinin gürültüsünün, iç sesinizi bastırmasına izin vermeyin. En önemlisi de, yüreğinize ve içinizdeki sese kulak verecek kadar cesur olun. Her nasılsa, gerçekte nasıl biri olmak istediğinizi onlar zaten biliyorlar.”
Steve Jobs
Steve Jobs