9 Eylül 2013

De ki işte


Oruç Aruoba’nın felsefeye giriş üçlemesini oldukça başarılı ve değerli olan ilk kitabını tanımlamak gerekirse: Yaşam tam anlamıyla budur derken; ölümün tersi olması gerekirken, olmadığını; virgüller, tireler, düşük cümleler, bağlamayan bağlaçlarla kafanızı ve o güne kadar düşündüklerinizi ters yüz ederek felsefeyi öğretir.

"de" dersiniz, "ki" der bi soluklanayım, bir parantez açayım, dersiniz olmaz ya "işte" der bitirirsiniz.


"Yaşadıklarımız öldürdüklerimizdir…"

"Yaşamında, yürüyüp yürüyüp, bir an durunca,
Çevrene bakıp göreceksin ki, yürüyüşüne şu ya da bu
Noktada katılmış, bir süre seninle birlikte yürümüş
Kişilerden hiçbiri yok yanında:-
Sen, bir an, "Buradayım" demek için durunca,
Onlar, artık, "orada" olacaklar - "buradayım artık" bile
Demeyecekler sana, "orada"larından seslenerek...
"Burada"nda kimse bulunmayacak
- "orada"ndan da kimse seslenmeyecek sana..."

"Yaşamın ancak boydan boya dolu olmuşsa;
Baştan sona anlamlı, önemli olabilmişse,
Bir şey olmuş demektir.
Öyleyse, yaşamının anlamını
Gerçi her bir yaşam anında sınayabilir, ölçebilirsin;
Ama en son hesabı,
Ancak en sonda çıkarabilirsin.
- yani, çıkaramazsın."

"Yaşamın ancak ölümünden sonra "belli" olacak.
- yani hiç belli olmayacak.

Yaşayacaksın hep - hiçe dek; sonra da,
hiç
olacaksın.
Yaşamın en küçük şeyleri bile bakım ister:
Ufak ayarlamalar, düzenlemeler, onarımlar...

Ya büyük şeyleri?
- yaşamın 'büyük ' şeyleri yoktur ki;
yaşamın her şeyi küçüktür, ufacıktır, ayrıntıdır."