"Gitmek istiyorsa, bırakacaksın gitsin. Aklı senden olmayanın bedeni yanında olmuş ne yazar." Özdemir Asaf:
Kimi zaman telaşlı bir heyecan başlar ardına sonuna kadar yürümek hatta koşmak istediğimiz. Her ne kadar coşkumuz dizginlenemeyecek gibi gelse de içgüdülerimiz bazen hızımızı kesebiliyor. Adım atarken bir öncekini muhakkak gözden geçirmek lazım gelir. Sağlama yapmak gibi. Çoğu zaman geri dönüşsüz olmaması için değil, olasılıkları gözet-ebil-mek için. Aynı bilince sahip insanlarla bunu gerçekleştirmek çok basitken aynı olgunluk ve erdemden yoksunlarla ilerlemek mümkün değildir.
Hayat farklılıkla güzel. Her bireyin bir yaşam tarzı vardır. Önemli olan ortak bir noktada buluşabilmek ve bundan keyif alabilmektedir. Birbirine uymaktan öte mutluluğun doğal bir uzantısı olarak bakış açısı geliştirildiğinde hayat çok daha anlamlı ve güzel gelmeye başlar, heyecan aynı tazelikte korunabilir hale gelir.
"Bu hayatta zamanınız sınırlı. O sınırlı zamanı, başkasının yaşamını yaşayarak harcamayın. Başka kişilerin düşünceleriyle yaşanan yaşam, dogmaların tuzağına düşmek demektir." Steve Jobs
"Bu hayatta zamanınız sınırlı. O sınırlı zamanı, başkasının yaşamını yaşayarak harcamayın. Başka kişilerin düşünceleriyle yaşanan yaşam, dogmaların tuzağına düşmek demektir." Steve Jobs
Söz konusu bir ciddi bir birliktelik ise geçen zamanla beraber ileri senaryolar canlanır akılda. Kurgulanan jestler, sürprizler ve güzel anlar olur ya hani daha önceden planlanmış olan, gerçekleştiğinde karşılaşılan yüz, insan ya da kişiliği görmek, mimiklere şahit olmak, davranışları yaşamak... Tüm o sahnedeki karaktere uyuyorsa şuan baktığın bir çift göz, işte o zaman hız kesmeden soluksuz koşabilmeli insan. Ne insanlar, ne şartlar ne de mesafeler engel olabilir artık. Yeter ki insan bunu hissedebilmeli, buna inanmalı ve mücadele etmelidir. Eğer ki inanç bir yerlerde eksikse daha fazla emek ve zaman harcanmamalı. İleriye dönük o sahne görülemiyorsa ya da emin olunamıyorsa ve bu temel düşünce sağlam dayanaklara bağlanabiliyorsa geriye kalan her şeyin kararını yarına bırakarak hayat ertelenmemelidir.
Gündelik, geçici anlarla ya da sevinçlerle kalıcı esaslar oluşturulamaz. Kuru yapraklara basarak sağlam adım atıldığı iddiasında bulunulmaz. Küçük bir olay için bile öne sürülen gerekçeler kağıt siperler gibiyse ileriden bir kesit getirirsin aklına ve bunu kafanda canlandırırsın.
Örneğin anlık öfke kontrolü gibi temel bir davranışı için bile her seferinde aynı bahane duyuluyorsa bu durumun kalıcılığından hiç şüphe yoktur. Savunulacak herhangi bir şeyi, gerekçesi de olamaz.
Hayat bahaneleri kabul etmez. Hayallerle yaşamayı da. Hiçbir şey yapmayıp beklemeyi de.
Bazı şeylerin olabilmesi için insanın gerçekten ama gerçekten içinden bunun olmasını istemeli ve bu uğurda emek harcamalıdır. Farkına varılabilecek bir çaba göstermelidir.
"En anlamlı yemin söz vermektir, en büyük intikam affetmektir, en adi söz hiç sevmedim demek; ve en güzel cevap gülüp geçmektir." Victor Hugo
"En anlamlı yemin söz vermektir, en büyük intikam affetmektir, en adi söz hiç sevmedim demek; ve en güzel cevap gülüp geçmektir." Victor Hugo