Sana her gelişim o kadar heyecanlı ki... Zamanı deli gibi tüketmek tüketmek istediğim anlar; sana daha çabuk kavuşmak için! Her yola düştüğümde aklımda sahnelediğim senaryoları canlandırıyorum sende gerçekleştirmek üzere. Hepsi ayrı bir özellikte, tek ortak olan şeyse ana konu; sen. Üstelik yol birazcık uzasa bile detaylar daha da artıyor, sözlerse daha ince elenip sık dokunuyor. Sense tüm bunlardan habersiz gülümseyen ve sıcacık bir heyecanla bekliyorsun, her zaman olduğu gibi.
O çiçekçiler var ya, ne kadar içimden saydım açık bir tanesini bulana kadar! Neyse ki şanslıydı-n/m; birtane bulabilmiştim seni görmeye çok kısa bir mesafe kalmışken. Taksi şoförü arkadaşa, aramama yardımcı olduğu için, bol bol teşekkür etmiştim; çünkü konu çok önemliydi, yani sen.
Seninleyken aklımın hiçbir yerde olmaması tesadüfi olmasa gerek. Gülümseyişinin bende oluşturduğu huzuru o kadar çok seviyorum ki... Yürürken hafif bir rüzgar esintisinde parfümünün kokusu içime siniyor, o kadar güzel ki.
Okuduğum, duyduklarım, gördüklerim ve şahit olduğum kısacası her şeyde seninle ilgili olabilecek bir detay yakalamak sanki refleks olmuş bende. Dünyamı dolduran sen misin yoksa seni bir hayatımın merkezine koyup her detayında heyecanlanan ben miyim?
Sen bir ilkbaharsın ya da yaz mevsimimsin; ya da her ikisi birden.
Her sesini duyuşumda aynı heyecanı yaşamak ve bunun bir ömür boyu sürmesini istemek. Sesinin hep aynı tonda ama değişken coşkunluktaki enerjisi, canlılığı o kadar muhteşem ki.
Gözlerim, kalabalığın içerisinde seni hemen seçip ayırabiliyor inan bana; sanki gözlerinle buluşmayı benden daha çok istiyorlar gibi.
Her görüşteki sıcacık gülümsemeni takip eden samimi sarılışın var ya, zaman durabiliyormuş...