Kumsaldayız. Sanki ikimiz dışındaki her şey buğulu birer görüntüden ibaret.
Konuştuğunda tüm sesini kulaklarıma doldurmak istiyorum. Bazen konuyu unutmuş gibi yapıp tekrar sorduğumda bunu anlıyor, gülümsüyor ve tekrar anlatıyorsun. Bazen de aniden susup başını omzuma yaslıyor, konuşmanı sürdürüyorsun. Gülümserken konuşman o kadar büyüleyici ki; bir bilsen…
Konuştuğunda tüm sesini kulaklarıma doldurmak istiyorum. Bazen konuyu unutmuş gibi yapıp tekrar sorduğumda bunu anlıyor, gülümsüyor ve tekrar anlatıyorsun. Bazen de aniden susup başını omzuma yaslıyor, konuşmanı sürdürüyorsun. Gülümserken konuşman o kadar büyüleyici ki; bir bilsen…
Sahil kalabalığı azalıyor. Yemek için sahilden ayrılıyoruz, daha sonra yürüyüş yapmak için tekrar deniz kenarına geliyoruz.
Buz mavisi birer jean var ikimizin de üstünde. Paçalarımızı kıvırmış, converse ayakkabılarımızı ellerimize almışız. Seninkilerin bağcıklarına küçük, tatlı bir nazar boncuğu takmıştım. Senin üstünde pembe bir gömlek, bendeyse beyaz. Yürüyoruz; tek tük insanlar var etrafta, kimileri çift halinde. Dalgalar çıplak ayaklarımıza vuruyor, hafiften dizlerimizin altına kadar ıslatıyor. Rüzgar saçlarını geriye savuruyor. Elinden tutuyorum. Sohbet ediyoruz bir yandan, biran geliyor ve ikimiz de susuyoruz.
Duruyorsun, ben karşına geçiyorum ve her iki elini sımsıkı tutuyorum. Gözlerini kocaman açmış, şirin şirin bekliyorsun. Sımsıkı sarılıyorum sana, havaya kaldırıp birkaç tur dönüyoruz; sonra yere indiriyorum. Kumlara uzanıyoruz. Sağ kolumun üzerine hafifçe doğrulup başımı avuç içime yaslıyorum. Sana bakıyorum; gülümsüyor, bir şeyler söylememi bekler gibi kaşlarını kaldırmışsın.
Sanki her şey mümkünmüş gibi. Tüm güzel olan, olabilecek her türlü kavram gözlerimin önünden geçiyor; dünyamı aydınlatıyorsun. Işıltın gözlerimi kamaştırıyor ve bu da senden başka kimseyi göremez hâle getiriyor beni. Açıkçası bu durum çok hoşuma gidiyor.
Gülümsüyorsun. O tatlı gamzen beliriyor yanağında; bir refleks gibi uzanıp oradan öpüyorum seni. Hafiften yanakların kızarıyor, çok tatlı görünüyorsun. Her iki elini tutup seni ayağa kaldırıyorum ve yeniden yürümeye başlıyoruz. Başını omzuma yaslıyorsun; kolumu boynuna sarıyorum ben de. Dalgaların bizi ıslatması umurumuzda bile değil. Gülümsüyor ve yürümeye devam ediyoruz.

