Gülüşün, yüreğimin derinliklerine kök saldı.
Hiçbir başkasında bulunmayacak, sana ait gizli bir şifreyle belleğime işlendi.
Tarifi yoktu bu gülüşün…
Bir çift gözden bana ulaşan, gelip geçici ama sonsuz iz bırakan,
yalnızca sana ait;
ve aynı anda, bende seninle doğrudan bağ kuran bir şeydi bu.
Çocukluğun kokusu gibi—
ancak benzer anılar taşıyanların anlayabileceği bir çağrışım.
Sen… iki dünya arasına sıkışmış gerçek bir rüya gibisin.
Karşılaşmamız sanki önceden yazılmış,
sessizce zihnimin bir köşesinde bekliyormuş gibi.
Hayır…
Belki de bu an, zamanın kıvrımlarında,
başka bir hayatta, belirsiz bir anda
çoktan yaşanmıştı.
